HDP'li Mithat Sancar: Bağımsızlık süreci başladı

HDP'li Mithat Sancar: Bağımsızlık süreci başladı

Federe Kürdistan Bölgesi’nde yapılan referandumu “bağımsızlığın başlangıcı” ve “Sykes-Picot sürecinin çöküşü” olarak nitelendiren HDP Mardin Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu Mithat Sancar, hiçbir gücün Federe Kürdistan’a saldırma hakkının olmadığını söyledi.

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Federe Kürdistan referandumunu uluslararası hukuk boyutuyla Mezopotamya Ajansı'dan Kenan Kırkaya'ya değerlendirdi.

 

Bağımsızlık savaşları var…

Sancar, daha geçmişte yaşanan “ulusal kurtuluş mücadelelerini ve sömürgeciliğe karşı özgürlük savaşlarını” hatırlatarak, “1960-70’li yıllarda sömürgeciliğe karşı yaşanan bağımsızlık savaşları ve sonrasında gelişen ayrılmalar yaşandı. Bunun dışında bir devletin savaşarak bağımsızlığını ilan etmesi örneğini hatırlamıyorum” diye konuştu. Referandum sonuçlarının bundan sonra nasıl değerlendirileceğine ilişkin tespitlerde de bulunan Sancar, Barzani’nin bir süre bekleyeceğini belirterek, şunları dile getirdi:

Bağımsızlık süreci başladı

“Bundan sonra bir süre beklenir. Esas mesele hangi şartlarda destek alacaklarını düşünmeleridir. Ne zaman uygun bir konjonktür ortaya çıkar, onu beklerler. Ama bu referandumu bağımsızlığa giden sürecin açık ve net başlangıcı olarak görüyorum. Bu basit bir iç siyaset malzemesi falan olmaktan çıktı. Etkileri de iç siyasetle sınırlı değildir. 

Sykes-Picot Kürdistan'da çöktü

Bu bana göre 1916 düzenin yani Sykes-Picot’un Kürdistan sorunu temelinde çöküşü anlamına gelir. Zaten Sykes-Picot anlaşmasının temel dayanağı Kürdistan’ı bölmekti. O bitti ondan çıkışın temel konusu yine Kürdistan olacak. Bu kez çatışma şurada yaşanacak. Sykes-Picot’u yeni şartlara uyarlamak isteyen ile onun temelini değiştirmek isteyenlerin mücadelesi olacak. Bunun da anlamı şudur. 

Diğer parçalar bundan etkilenecek

Ortadoğu’da bağımsız Kürt oluşumları olacak mı olmayacak mı? Güney buna en yakın parçaydı, Güney bunu başlattı bundan sonar başka etkiler ve sonuçlar yaratacaktır. Bu sadece İran’ı, Suriye’yi, şurayı burayı ilgilendiren bir mesele değildir, bütün Ortadoğu’yu ilgilendiren bir meseledir. 

Referandumu sadece Güney Kürdistan’ın iç dengeleri bağlamında tartışılamaz 

Ben Suriye savaşının büyük oranda sona erdiğini ve bundan sonra mücadelenin büyük oranda bu eksende yürüyeceğini düşünüyorum. Kürtlerin statüsü ne olacak, Suriye nasıl yönetilecek? Ben Kürdistan referandumunun önemli bir gelişme olduğunu ve bunu sadece Güney Kürdistan’ın iç dengeleri bağlamında tartışılamayacağını, Ortadoğu ve Kürdistan’ın bulunduğu bölgenin yeniden şekillenmesinin çıkışı olarak değerlendiriyorum. 

‘Hiçbir devletin Kürdistan'a müdahele etme hakkı yok'

İran, Irak ve Türkiye’nin Federe Kürdistan’a yönelik askeri tehditlerine, ekonomik ve siyasi ambargo yönelimlerine tepki gösteren ve “Hiçbir devletin Kürdistan’a müdahale hakkı yok” diyen Sancar, komşu ülkelerin Kürdistan’a saldırmasının “işgal” olacağını, güneyin tümüne yönelik askeri müdahaleyi beklemediğini ve gerçekçi görmediğini söyledi. 

‘Irak Kürdistan'ı bastıramaz’

Sancar, referandumun sonuçlarının hayata nasıl geçirileceği sorusunu da şöyle yanıtladı: “İki türlü işleyebilir. Çatışarak, kendini askeri olarak dayatabilir. İkincisi, merkezi hükümetle görüşmeler yoluyla bunu yapabilir.

Bu Filistin sürecine de benzetilebilir. Son 30-40 yıldır Filistin ile konferanslar görüşmeler yapılıyordu ya… Önce Güney’in seçilmiş meşru temsilcileri Irak merkezi hükümeti ile görüşmeler yapılabilir ve belki bu uluslararası bir konferansa dönüşebilir tıpkı Camp David ya da Oslo gibi. Makul olan yolun bu olduğunu düşünüyorum.

Ben Amerika’nın bu yolu tercih edeceğine daha çok ihtimal veriyorum. Bunun, yani görüşmeler yoluyla sonuca gitmenin daha yakın olduğunu düşünüyorum. Bu bir uluslararası sürece gidebilir. Ama ben Irak için bir iç savaş ihtimalini bu mesele bağlamında yüksek görmüyorum.

ABD buna izin verecek gibi değil. İki gücün bir birine saldırma ve karşı karşıya gelme potansiyeli olduğunu düşünmüyorum. Merkezi hükümetin bunu bastırma şansı yok. İki taraf bir birine üstünlük sağlayamaz. Tabi birde ABD’nin bir yana doğru ağırlığını koyacak olursa bunun Kürdistan olduğunu tahmin etmek zor olmaz. Irak da İran’a yanaşabilir, bu da bölge savaşı anlamına gelir. Tehlikeli bir süreçtir, buna izin verilmeyeceğini düşünmüyorum. Ama sonuçta bütün bunlar ihtimallerdir.”