Demirtaş: PKK'nin Türkiye'ye karşı silahlarını tümden bırakmasını isterim

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Ben mümkünse PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim. Ancak ve ne yazık ki ortada iki temel engel var, bunları da herkesin bilmesi lazım" dedi.

Demirtaş: PKK'nin Türkiye'ye karşı silahlarını  tümden bırakmasını isterim

Edirne F Tipi Cezaevi’nde 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Mümkünse PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim” dedi. Ayrıca “Ancak ve ne yazık ki ortada iki temel engel var, bunları da herkesin bilmesi lazım” ifadesini kullanan Demirtaş, “İlki, Hükümet askeri operasyon dışında hiçbir seçeneği devreye koymuyor, tartışmıyor, silahta ısrar ediyor. Oysa biz PKK’nin ikna edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Burada da ikinci engel çıkıyor, o da İmralı tecrididir. Çünkü PKK’yi ikna edebilecek kişi Öcalan’dır, onu da yıllardır tecritte tutuyorlar. Bu engellere rağmen PKK silahlarını susturursa bundan mutlu olurum. Ama deneyimlerimiz, bunun kolay olmadığını gösterdi maalesef” diye konuştu.

“Kimse HDP’yi, PKK’nin siyasi uzantısı gibi göremez”

T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Demirtaş’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Mithat Sancar’ın da son röportajında altını çizdiği gibi; HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz. Öte yandan, HDP’nin Kürt sorununa bakışı da çözüm önerileri de birçok partiden farklıdır ve en gerçekçi olandır. Bizim çözüm önerimiz askeri operasyon değil, diyalog ve müzakeredir. Diyalog ve müzakerenin yegane çözüm yolu olduğunu da topluma iyi anlatabilmek gerekir. Bu bakış açısı nedeniyle kimse HDP’yi, PKK’nin siyasi uzantısı gibi göremez.

Bu konular Türkiye toplumuna uygun bir dille ve doğru şekilde anlatılamadan siyaset alanını genişletmek mümkün olamıyor. Tüm bunlarla birlikte, Türkiye’de demokrasinin gelişmesi hepimizin kurtuluşudur. Ekonomik sorunlar başta olmak üzere bütün sorunlarımızı ve Kürt sorununu çözümünü, ancak demokrasiyi büyüterek sağlayabiliriz.

Türkiye’nin yedi bölgesine de bunları tekrar tekrar, kardeşlik duyguları içinde anlatarak halkı kucaklayan politikalar üretmeliyiz.”

“Erdoğan’ın gitmesi demokrasiyi otomatikman getirmiyor”

Türkiye’nin bir numaralı sorunu ülkede demokrasi olmaması. Erdoğan’ın gitmesi demokrasiyi otomatikman getirmiyor. Bizim üçüncü yol siyasetimiz tam da budur zaten. Biz AKP ve Erdoğan karşıtlığı ya da Altılı Masa taraftarlığı üzerinden siyaset yapmıyoruz. Sadece köklü, radikal demokrasiyi büyütmeye odaklanmış durumdayız. Stratejik hedefimiz budur. Geri kalan her hamlemiz bu stratejiye uygun taktiklerdir. Taktiklerimiz değişkenlik gösterebilir ama stratejimiz değişmeyecektir.”

“Kimse HDP seçmenini iki kötü arasında seçim yapmaya zorlayamaz”

“Kimse HDP seçmenini iki kötü arasında seçim yapmaya zorlayamaz. O nedenle iyi bir seçenek yaratılması için uğraşmak en doğrusu olur. Muhalefetin de buna dikkat edeceğini sanıyorum. Eş Genel Başkanlarımız, “Ortak aday düşüncesine açığız” mesajını defalarca verdiler. Partinin resmi politikası budur, son ana kadar ortak adayda ısrar edilecek. Olmazsa HDP kendi adayıyla seçime girer. Başka ne yapabiliriz ki? Ben aday olmaya, yukarıda belirttiğim çerçevede hazırım. Halk nezdinde siyasi yasaklı değilim. Gerisini iktidar düşünsün. Bugün itibarıyla Erdoğan aday olabiliyorsa hukuken ben hayli hayli aday olabilirim. Ancak kararı halkımızın görüşleri doğrultusunda partimiz verecektir. Ortak aday için, son dakikaya kadar hep birlikte çalışacağız, ortak adaya açık olacağız.”