"Devlet, inkâr ve reddedilecek bir kurum değil, edinilip aşılması gereken bir kurumdur"

"Devlet, inkâr ve reddedilecek bir kurum değil, edinilip aşılması gereken bir kurumdur"

New York Şehir Üniversitesi bünyesindeki John Jay Koleji’nde Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Mücahit Bilici, Bas gazetesine yazdığı yazıda, devlet karşı fikirleri eleştirerek, devletin, inkâr ve reddedilecek bir kurum değil edinilip aşılması gereken bir kurum olduğunu savundu. 

Mücahit Bilici, Kürdistan'ın güneyinde yapılacak olan bağımsızlık referandumuna atıfta bulunarak, referandumun yapmanın bir irade kullanımı olduğunu, diğer bir deyişle özgür olmanın ifadesi olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: 

Referandum özgür olmanın ifadesidir

"Referandum yapabilen bir millet, kendi hakkında karar verme iradesini kullanan bir millettir. Ve buna mükâfat olarak, onların referandum yaptıklarını haberlerde duyan ve okuyanların (dünyanın her tarafındaki insanların) zihninde bu kararı alabilenlerin insaniyeti ve bağımsızlığa liyakati bir gerçeklik olarak oturur ve perçinlenir."

Referandum yapabilmenin bizatihi kendisi özgür olmanın ifadesidir. Tersinden baktığımızda bunu yapma noktasına gelmiş Kürdistan Özerk Bölgesi’nin fiili olarak bağımsızlığa çok yakın olduğunu görüyoruz. Bunu uluslararası düzlemde hukukileştirmek ve Kürtleri isimsiz bir emek, başka başlara bir beden ve hatta hamal olmaktan çıkarmak zamanıdır.

Kürtler, bulundukları her yerde devletin sahibi olmalıdırlar. Güney Kürdistan’da ise Kürtlerin bir devlet sahibi olması bir lüks değil bir zaruret halini almıştır." 

Devlet karşıtlığı bir devletin varlığını varsayar

Bilici, Kürtlerin bir kısmı tarafından savunulan devlet karşıtlığı fikrini de şöyle eleştirdi:  

"Devlet karşıtlığı bile bir devletin varlığını varsayar. Devlete karşı olan Kürtler de devlet karşıtlıklarını daha sahici tecrübe etmek istiyorlarsa bunu kendilerine ait olan devlete karşı yürütmeliler. Kürtleri devletsiz bırakmak isteyenler ya kendi devleti olanlardır ya da devleti olmadığı için sokakta yaşamayı bir fazilet sanmaya başlamış, yani evsizliğe bağımlılık yapmış Kürtlerdir. Devlet fikrine karşı olanlar da o enerjilerini o devleti doğru yerde durmakta, ıslah etmekte, demokratik bir özgürlüğe hizmet edecek bir araç olmaya zorlamakta kullanmalılar. Devlet, inkâr ve reddedilecek bir kurum değil edinilip aşılması gereken bir kurumdur. Devlet, hem Kürtlerin hakkıdır hem de lazımıdır."