Fehim Taştekin: Türkiye, Rojava'daki asıl hedefine ulaşamadı

Ankara yönetimi'nin, hem Amerika hem Rusya’yı suçlayarak Suriye’de verilen sözlerin tutulmadığını ileri sürmesi üzerine Moskova’nın “şaşkınlıkla karşılıyoruz” cevabını anında verdiğini dile getiren Fehim Taştekin, harekatın Amerikalıların YPG ile ortaklığını bitiren bir sonuç elde etmediğini, gerçekte asıl hedefin bu olduğunu belirtti.

Fehim Taştekin: Türkiye, Rojava'daki asıl hedefine ulaşamadı

Ankara yönetimi'nin, hem Amerika hem Rusya’yı suçlayarak Suriye’de verilen sözlerin tutulmadığını ileri sürmesi üzerine Moskova’nın “şaşkınlıkla karşılıyoruz” cevabını anında verdiğini dile getiren Fehim Taştekin, harekatın Amerikalıların YPG ile ortaklığını bitiren bir sonuç elde etmediğini, gerçekte asıl hedefin bu olduğunu belirtti.

Trump’ın azil soruşturmasına odaklanmış durumda bulunan Amerikan yönetiminden de kaygılı S-400 kaygı mesajları gelmeye devam ediyor. Suriye’de çatışmalar sürüyor ve ateşkes hala sözde kalmış durumda. Ahval Gidişat’ta Fehim Taştekin Suriye'deki son gelişmelerle ilgili izlenimlerini paylaştı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’la görüşerek Amerikan cephesindeki sıkışmışlığı geçici de olsa giderdi ama bu sefer diğer elini kaptırdığı Rusya ipi gerdirmeye başladı. Moskova’nın Fırat’ın doğusunda sözlerin tutulmadığını öne sürüp harekatın yeniden başlayacağını söyleyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na anında yanıt vermesi ve İdlib’de hatırlatmalarda bulunması Türk-Amerikan paslaşmasına bir yanıt olarak da görülebilir.

Aslında Türkiye ateşkese rağmen ateşi kesmedi. Tabii bunu milisler üzerinden yapıyor. Milli Ordu dedikleri yapılar Tel Temir taraflarında saldırılara hiç ara vermedi. Daha önce de Erdoğan, Çavuşoğlu ve MSB Hulusi Akar Ankara ve Soçi mutabakatlarının koşulları yerine getirilmezse yeni müdahaleler olacağını söylüyordu. Ruslar bunları geçiştiriyordu. Şimdi yanıt verdiler. 

Bahara doğru S-400 çalışmaya hazır olduğunda yeni bir yol ayrımına gelinecek. Amerikalıların beklediği gibi sistem devreye sokulmazsa Ruslar, sokulursa Amerikalılar sopa sallayacak. Rus yanıtının geleceği ilk yer Suriye. Amerikalıların yaptırım paketlerini askıya alması çark için manevra alanı açmaya dönük. Aksi sonucun üzerine soğuk su içmeyecekler. 

Erdoğan’ın her hamlesi Putin’in önünü açıyor

Fırat’ın doğusuna müdahaleyi canlı ve sürekli tutarak Kürtler namına bir şey yazılmasın diye uğraşıyorlar. Ancak bu baskı mekanizması çekilmekte olan Amerikalıların YPG ile ortaklığını uzattı. Amerikalıların petrol bahanesiyle kalması Şam ile Kürtler arasında barışçıl çözüm yolunu yeniden tıkadı. İkincisi muhtemelen Ankara’nın bu harekâtla elde etmeye çalıştığı bir sonuç. Ama Amerikalıların YPG ile ortaklığını bitiren bir sonuç değil. Güya asıl hedef buydu. 

Buna karşın Rusya Türk müdahalesini iyi değerlendirerek Suriye ordusunun sınırlara çıkmasını sağladığı gibi kendisi de Amerikalılardan boşalan yerlere üsleniyor. Bunun muhatabı hem Amerika hem de Türkiye’dir. Türkiye’nin önünü alırken Amerikalılara da eski pozisyonlarına dönme diyor. Gözden kaçan iki şey daha var. Tel Temir YPG ile Şam arasında ordunun sınırlarda konuşlanmasını öngören mutabakatta yoktu. Şimdi ‘Milli Ordu’nun saldırıları Suriye ordusunun Tel Temir’e de gelmesinin önünü açtı. 

Bir başka şey Rakka’nın güneyindeki petrol sahası da Suriye ordusunun kontrolüne geçti. Bu bakımdan Tel Ebyad ve Rasulayn belki Türkiye’nin kendi oyununu kurduğu yer olarak korunacak ama daha geniş alanlarda Rus oyun planı ilerlemiş olacak. Rusya’nın büyük strateji içinde Tel Abyad ve Rasulayn'ın çok önemi yok. Elbette buraları tekrar Suriye’nin denetimine sokmak için uğraşacak ama acele etmeden.

Rusya, Suriye savaşına dahil olarak oyunu bozmakla kalmayıp Orta Doğu’ya dönmüş oldu. Artık İsrail, Irak, Suudi Arabistan, Mısır ve Libya dahil pek çok aktör Rusların oynayacağı role açık kapı bırakıyor. Putin, Rusya’yı Baltıklar, Karadeniz ve Kafkasya’da bloke eden NATO kuşatmasını yıktı ve artık sıcak sularda oyun oynuyor. Putin’in Erdoğan’a alan açmasının nedeni de stratejik hesaplarıyla bağlantılı.

 İran’ın sorunları büyüyor ama rejim de hepten çaresiz değil

İran diğer Orta Doğu ülkelerine benzemez. Halkın sokaklara inme tecrübesi var. Yaptırımlara ve yönetimin kifayetsizliklerine bağlı olarak ekonomik baskı büyüyor. Petrol üretimi 2,3 milyon varilden 300 bin varile geriledi. Bütçenin yüzde 60’ının petrole dayandığı bir ülke için feci bir tablo. İran’ın özgürlükler alanındaki sorunları artık sokağa yansıyor. Büyük bir dip dalga var. Ancak rejim de bugünlere hazırlanarak geldi. Paralel ordu olarak Devrim Muhafızları rejimin en önemli güvencelerinden biri. 

Buna bağlı milis gücü Besic toplumu yönlendirmede ve baskılamada inanılmaz bir ağa sahip. 2009 ve 2017’de olduğu gibi toplumsal dalga bir şekilde atlatıldı. Fakat baskı siyasetinin başarı limitleri de ortada. İran bir koparsa 1979’da olduğu gibi kışlalar da dağılabilir. Önemli göstergeler var: Mollaların kalesi sayılan kentler ayakta. Muhafazakâr yapılar huzursuz. 

Baazar’ın eski rolüne kavuşacağına dair sinyaller geliyor. Bazaar eskiden tutum belirledi mi iktidarın işi zordu. Tahran’da Büyük Pazar’ın kepenk kapatması önemli. Tabii devamını görmeden bir şey diyemeyiz. Ancak dini merciiyete karşı itaatsizlik havası her şeyi değiştirebilir. Toplumun şiddetle bastırılması çöküş senaryosunu tetikleyebilir. Bu, dini merciiyete itaatin esas olduğu yapıdaki çözülmeyle sınırlı kalmaz etnik bloklarla çevrili İran’ın sınır haritasındaki coğrafi fay hatlarını da tetikleyebilir.” 

Fehim Taştekin'in Amerikan cephesi tamam fakat bu kez de Rus cephesi gıcırdıyor başlıklı söyleşisini dinlemek için tıklayın.