Hakan Fidan'dan KYB'ye: PKK ile aranıza mesafe koyun

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye'nin dış politikasına dair açıklamalarda bulundu. Fidan, KYB’nin PKK ile ilişkileri sürdürmesi halinde daha ileri adım atmak zorunda kalacaklarını söyledi.

Hakan Fidan'dan KYB'ye: PKK ile aranıza mesafe koyun

Türkiye Dışişleri Bakanı bir TV programında genel gelişmeleri ve Türkiye’nin dış politikasını değerlendirdi.

Bakan Fidan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Türkiye İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım sürecine aşamalandırma yöntemiyle yaklaştı. Terör endişesi ilk Madrid'de belirtildi. PKK-YPG FETÖ'ye destek verilmemesini taahhüde bağladık. Terörle mücadele yanında yaptırımların kalkması konuşuldu. Terörle mücadeleyi diplomasi yoluyşa da ilerlettik.

ABD'nin Türkiye'ye F-16 ve F-35 satışı

İsveç yasası Meclis'ten geçince Kongre'ye mektup yazıldı. ABD yönetimi kongre ile anlaşmadan satış olmuyor. F-35 ile ilgili problem bizim hava savunma savunma sistemi arayışımızın sonucu olarak ortaya çıktı. F-35'in biz müşterisi değil üretici ortaklarından biriydik. Bunu elimine etmek için çalışmalarımız devam ediyor. Maddi zararı tazmin için ciddi çalışmalar var. S-400 kararı sonrası Hisar sınıfı doktrini uyguluyoruz. Hava savunmamızı temin etmeliyiz.

Türkiye F-35 programına dönecek mi?

Neden olmasın? Ancak diğer yeteneklerimizden vazgeçmeyiz.

ABD-İran gerilimi

Gazze savaşıyla bölgesel yayılma riskini söylemiştik. İki taraf da belli bir aşamaya geçilmesini istemiyor. Ateşle oynuyorlar.

Putin'in Türkiye ziyareti

Kendisinin ziyareti ile bazı konuları konuşma imkanı olacak. Başta enerji konusu olmak üzere, Suriye'yi merkeze alan güvenlik konuları dahil birçok konu masada olacak. Gazze meselesinde Rusya bize daha yakın bir pozisyon içerisinde. Tahıl Koridoru da her zaman gündemimizde yer alan bir konu. Cumhurbaşkanımız Tahıl Koridoruna çok önem veriyor. Pozisyonlar ne olursa olsun terör operasyonları sürüyor.

KYB'ye PKK uyarısı

Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) Süleymaniye'de PKK ile bir işbirliği içerisinde olduğu gerçeği uzun süredir var olan bir konu bizim gündemimizde.. Özellikle istihbari olarak çok yakından takip ettiğimiz bir konuydu benim milli istihbarat teşkilatında da uzun yıllar boyunca üzerinde çok fazla çalıştığım konulardan biriydi. Biz bu konuyu açıktan kamuoyuyla paylaşmadan önce gerek diplomatik usulü gereği gerekli mücadelenin bir metodolojisi olarak sessiz yöntemle halletmeye çok çalıştık.

Defalarca bir araya geldik Süleymaniye'deki KYB yönetimi ile her seferinde de aynısını söyledik "biz sizden PKK ile aranıza mesafe koymanızı istiyoruz" yani bu adamlar buradaki altyapıyı kullanıyorlar, siz bunlara kimlik veriyorsunuz hastane ortamı sağlıyorsunuz. Burada ikamet ortamı sağlıyorsunuz, burada eylem yapma imkanı sağlıyorsunuz biz sizden direkt bunlarla savaşmanızı da beklemiyoruz. Biz sizin güç dengenizi anlıyoruz. Savaşma işini biz yaparız ama biz sizden onlarla işbirliği içerisinde olmanızı istemiyoruz bu sizi düşman sınıfına sokar bundan vazgeçin...

Defalarca hem bizi memnun ediyormuş gibi gözükmeye yönelik bir takım adımlar atma çabası oldu. Hem diğer tarafa ama baktı ki; esas itibari ile bu adamların bundan vazgeçme niyeti yok. Daha sonra Sayın cumhurbaşkanımıza da arz ettik. Bu konuyu artık resmi politika haline açıktan deklere ettik ve yaptırımlar yoluyla aşamalandırmaya başladık.

Şu anda özellikle hava yolu taşımacılığında ciddi bir sınırlama getirdik. Oraya yani Türk hava sahasını oraya giden uçaklar nereden gelirse gelsin kullanamıyorlar. Bu tabi Süleymaniye Havalimanı'nın %60-70 civarında fonksiyonunu getirmesi deme. Bütün faaliyetler Erbil'e kaydı biliyorsunuz. Süleymaniye ve Erbil arasında da ciddi bir rekabet var Erbil bu konuda terörle mücadelemize daha yakın avantajı ele geçirmiş oldu...

"Süleymaniye'ye her zaman söylüyoruz biz bu yaptırımdan da vazgeçebiliriz"

Süleymaniye'ye her zaman söylüyoruz biz bu yaptırımdan da vazgeçebiliriz. Siz eğer terörle kendi aranıza mesafe koyarsanız ama devam ederseniz bu şekilde biz daha ileri adımlar atmak zorunda kalacağız. Yani bu bizim tercihimizle alakalı bir konu değil. Bu bizim terörle mücadele de bir zorunluluğumuz yani ülkemize insanımıza milletimize karşı olan bir yükümlülüğümüz. Bu adamların ilânihâye terör örgütü'ne bu kadar destek vermesi gerçeğiyle karşı karşıya kalamayız. Bu Süleymaniye ayağı... Diğer taraftan Suriye'de PKK ile mücadele de esas itibari ile hem Fırat'ın doğusunda hem Fırat'ın batısında farklı dinamikler var biliyorsunuz. Yani Fırat'ın batısında İranlılar Ruslar ve rejim var Fırat'ın doğusunda Amerikalılar var. Ağırlıklı olarak burada bir denklem var ve denklemdeki bütün değişkenleri göz önüne alarak yürüttüğümüz bir mücadele var sınırın ötesinde...

Ankara-Şam hattında son durum

Şimdi Suriye erişimi ile terörle mücadele ve topraklarının işgalden PKK işgalinden kurtarılması konusunda belki genel zihin birlikteliğimiz olabilir toplantılar esnasında bunu da görüyoruz. Ama Suriyeli görüşmelerde bir kaç tane bizim handikapımız oldu. Bunların başında Suriye kendi başına karar almada çok fazla adım atamıyor. Burada ona yaşamsal destek veren ortaklarıyla hareket etmesi gerekiyor. Ortaklar da her zaman aynı stratejik öncelikleri paylaşır durumda değil. Yani Rusya'nın İran'ın ve Suriye'nin üç ayrı devlet olarak büyük bir ortaklıkları var. Suriye rejiminin ayakta kalması ile ilgili ama bölgeyle ilgili genel dengelere baktığımız zaman bununla da ilgili çok farklı tercihleri ve öncelikleri var ve bu öncelikler de her zaman birbiriyle örtüşen öncelikler değil. Biz bunları biliyoruz çok zamandır yakından takip ettiğimiz analizini yaptığımız konular bu hamlelerimizi yaparken de bunlara dikkate alıyoruz ama Suriye rejiminin Türkiye'ye ön şart koyarak diplomatik bir hamle yapma çabası bu yanlış bir usul biz bunu kendilerine de ilettik dedik ki yani aradaki sorunlar büyük bu sorunlar da herkesin farklı tercihleri var. Ama cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi biz diyalog kapısını açık tutuyoruz. İki komşu ülkeyiz Suriye'nin toprak bütünlüğünü de savunuyoruz..

Rejimin Türkiye'ye şart olarak hamle yapması yanlış. Biz terörle mücadele edilmesini istiyoruz. Suriye'den bize terör tehdidi gelmesin, Suriye'deki iç savaştan kaynaklı daha fazla mülteci kardeşimiz gelmesin istiyoruz. Suriye'nin Arap Ligine katılmasının ardından tutumları değişti.

İsrail'in Gazze'deki operasyonları

Bir an önce bu katliamın durması meselesine yoğunlaşmamız gerekiyor. Adalet Divanı'nın kararı son derece önemli. İnsanların yaşadığı altyapıyı yok ediyorsunuz. Suya, elektriğe, iletişme muhtaç bırakıyorsunuz. Bunun adı rehin almaktır. Dördüncü bir Gazze savaşını istemiyorsak iki devletli kalıcı barışı sağlamamız gerekiyor.

"İsrail yalan söylüyor"

İsrail yalan söylemeyi bıraktığı zaman kendini güvende hissedecek. İsrail güvenlik değil toprak peşinde. İsrail, Filistinlilere kendi topraklarını verince güvenli olur. Netanyahu'nun politikası fecaat getirdi.

Erdoğan Mısır'a gidecek

İlişkileri normalleştirme süreci büyük oranda tamamlandı. Bölgesel güvenlik ve ticaret açısında ilişkiler önemli İnsansız hava araçları sağlanacak, mutabakatımız var. Akdeniz güvenliği konusunda da Mısır'la ciddi ilişkilerimiz olması gerekiyor.

Ege'de sorunlar var

Balkanlar'da tarihi olarak ilişkilerimiz çok iyi. Bu ilişkilerin iyiliğinden kaynaklanan üzerimize düşen sorumluluklar da var. Bizden beklenen destekler var. Onları yapmak için diyalog hakinde olmamızda gerekiyor. Son yaptığım ziyaret bu kapsamdaydı. Sınırımızdan yapılan yoğun ticari akış var. TIR konusunda görüşmelerimiz oldu. Enerji konusu da var. Türkiye'den geçen enerjinin Bulgaristan ve Romanya üzerinden gideceği konusu var. Yunanistan bizim ayrı götürdüğümüz bir konu. Ege'de sorunlar var. Bu sorunu biz devraldık. Her iki liderin ortaya koyduğu vizyonla biz bu süreci ilerletiyoruz. Ege Adaların statüleri var. Burada yeni bir bakış açısıyla sorun nasıl halledilir diye konuşuruz. Askeri gerginliği azaltma konusunda iyi bir diyalog var. Göçle ilgili iyi bir diyalog var. Cumhurbaşkanımızın sunduğu vizyonla bu konuları yeniden konuşalım diye bakıyoruz. Kıbrıs'ı şuan buraya pek yansıtmıyoruz.

Türkiye-AB ilişkileri

AB üyeliğiyle ilgili çok şey var anlatmamız gereken. Biz bu konunun geçmişine ve bugüne bakarak çıkardığımız dersler var. Bu konuda geliştirdiğimiz bakış açılarını Cumhurbaşkanımıza arz ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın ciddi müktesabatı var. Ciddi tecrübesi var bu konuda. Bundan istifade ediyoruz. AB'nin önce bir şeye karar vermesi gerekiyor. AB, Türkiye'yi üye yapmak istiyor mu istemiyor mu? Bu soru bize sorulacak bir konu değil. AB buna karar vermeli. Bizim de içinde bulunduğumuz süreçler var. Sarkozy iktidara gelene kadar ciddi iyi ilerleyen bir süreç vardı. Sarkozy ile beraber bu irade değişti. Tabanımız Türkiye gibi bir ülkeyi içimize almayı doğru bulmuyoruz dendi. Türkiye AB üyesi olsaydı, Brexit ile karşı karşıya kalmazlardı. Stratejik güç dengesine girmek istediklerinde yanında ABD olması gerekiyor. Bunları kendileri değerlendirmeli. AB ulus, devlet üstü bir yapı olmayı başardı. Kendi aralarında ekonomik birliktelik var. Fakat AB medeniyet üstü bir yapı olmayı başaramadı. Bu soruyu da kendilerini sormuyorlar. Kendilerini ontolojik olarak o kadar haklı bir yerde duruyorlar ki bu dediklerimizin farkında değiller. AB'ye Türkiye ile ilgili İslam ile ilgili aynı soruyu sorun. Karşı taraf neyi red ettiğini bilmiyor. AB bizi aldı, almadı diye beklemiyoruz. Başka alanlar aramak zorundayız. Bu bizim görevimiz. İstediğimiz türden bir ortaklık olmazsa bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle kurucu bir zihne ihtiyacımız var. O sistemi kuracak kadar deneyimimiz ve bilgimiz var.”