'Laschet ile Almanya'nın dış politikası değişmez, Kürtler açısından olumlu tarafı yok'

Almanya'da, iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU) genel başkanı olarak Armin Laschet seçildi. Başbakan Angela Merkel'e yakınlığıyla bilinen Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Başbakanı Laschet, kongredeki konuşmasında aşırı sağcılara meydan okudu. Koronavirüs salgını nedeniyle internet üzerinden düzenlenen ve delegelerin dijital sandıklarda oy kullandığı kongrede, 992 delegeden 552'sinin oyunu almayı başaran Laschet, rakibi Friedrich Merz'i geride bıraktı

'Laschet ile Almanya'nın dış politikası değişmez, Kürtler açısından olumlu tarafı yok'

Yankılar’ın konuğu Ziya Pir, Laschet’i, Almanya ile Türkiye ilişkilerinin yeni seyrini, Kürtler ve Türkiyeli muhalifler için bu yeni değişikliğin ne anlama geldiğini Ahval'e değerlendirdi. Ziya Pir'in konuya ilişkin açıklamaları şöyle:

“Laschet, Merkel’in çizgisinde bir kişidir. Türkiye politikasında da böyledir. Almanya'da Türkiyeli STK’larla çok yakın bir isim. Özellikle dini kuruluşlarla diyalogu çok iyi olan, dini kuruluşlar arasında ayrım yapmayan biri. Cemaatin okullarının açılışını yapmıştır zamanında, Milli Görüş’e de Süleymancılara da gitmiştir, diğerlerini de ziyaret edip görüşmeler yapmış, iftar programlarına katılmıştır. Laschet böyle bir kişilik. Almanya’da yaşayan Türkiyelilerin sosyal hakları, yaşama katılım, politik ve kültürel hakları açısından kötü görünmüyor ama Türkiyelileri ben ikiye ayırıyorum: Türkiyeliler ve Kürtler… Almanya’da Kürdistan ve Türkiye’de yaşananları zaman zaman protesto eden ve bu konuda hassas olan Kürtleri ayırmak istiyorum. NRW’de başbakanken, İçişleri Bakanlığı'nın getirdiği yasaklamalar, protestolarda sert tavırlar sergilemesi gözden kaçmadı. Burada yaşayan entegre olmak isteyen çok politik olmayanlar için olumlu bir başbakan adayı olabilir fakat Kürtler ve Kürdistan konusunda hassas olanlar açısından baktığımızda Merkel’le çok ayrışmayan bir politikacı görebiliriz.

Laschet’in Erdoğan rejimiyle Almanya ilişkileri konusunda Türkiye’deki demokrat çevreler açısından olumlu bir tarafını görmüyorum. Daha olumlu olacağını sanmıyorum. Laschet çok pragmatist bir siyasetçi. Almanya’yı ve Almanya’nın çıkarlarını düşünen biri. Erdoğan’la problem yaşamak istemeyen bir politikacı. Erdoğan, Almanya’da yüzde 50 üzerinde oy alıyor, kitlesi var. Bundan dolayı Erdoğan’a çok karşı çıkacak, tavır sergileyecek biri olarak görmüyorum…

Ne olacak da Almanya’nın dış politikası değişecek? Laschet ile değişmez. Ancak SDP ile değil de seçimler sonrası Yeşiller Partisi ile olası bir koalisyonda dış işleri bakanı bu partiden olursa belki o zaman Türkiye’ye yönelik dış politikada değişiklik olabilir.

SDP ile koalisyon devam ederse bir değişiklik olacağını düşünmüyorum. Benim açımdan bakılırsa çok neden var ama Almanya açısından bakarsan neden yok. Almanya kendi çıkarlarını düşünür. Türkiye’nin hele ki Kürtlerin çıkarlarını hiç düşünmez. Eylül ayındaki seçim Türkiye’deki demokrat çevre ve Kürtleri için çok önemli. İki alternatif görünüyor. Muhtemelen büyük koalisyon yani Hristiyan demokratlarla, SDP devam etmez. Çünkü SDP koalisyondan dolayı çok oy kaybetti. SDP şu an yüzde 15’lerde. Kendisini toparlaması lazım. Bundan dolayı koalisyona tekrar gireceklerini düşünmüyorum. Geriye ne kalıyor? Ya Hristiyan demokratlarla Yeşiller ya da 'kırmızı-kırmızı yeşil' dediğimiz sosyal demokratlar, Yeşiller ve sol parti alternatifi kalıyor…

Türkiye’deki demokratlar 'kırmızı-kırmızı yeşil' koalisyonuna umut bağlayabilir. Çünkü hem sol parti hem Yeşiller, sosyal demokratları Türkiye konusunda sıkıştıracaktır. Burada öyle bir hükümetin bir sinerji yaratabileceği düşünülebilir….

Benim bildiğim Armin Laschet sıkıntı ve problem istemez, parti başkanlığı ve olası başbakanlığı rahat bir şekilde devam ettirmek ister. Laschet’in Merkel kadar bile risk alabileceğini düşünmüyorum.

Türkiye’de bir başbakan ya da cumhurbaşkanı bütün ülkenin siyasetini belirliyor. Ama Almanya biraz farklıdır. Burada bakanların daha fazla söz hakkı var. Laschet’en ziyade dış işleri bakanının kim olacağına bakmak gerekiyor.

Ben Laschet’in bir iki sene içinde bir değişiklik yapacağını düşünmüyorum. Onda o enerji de istek de yok. Dış işleri bakanını ve Brüksel’e bakmak gerekiyor. Eylül’den sonra hükümet değişirse farklı koalisyon olursa dış işleri bakanlığına oturan kişiye bakmak gerek. O zaman çok farklı olur."

Ahval