Mazlum Kobane, Rojava ve Kürdistan Bölgesi'ni yakınlaştırmak amacında

Mazlum Kobane, Rojava ve Kürdistan Bölgesi'ni yakınlaştırmak amacında

DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin Rojavalı taraflara “birlik” çağrısının ardından ENKS ile görüşmeler bir kez daha gündeme geldi. Ancak geçmişte varılan anlaşmalara rağmen farklı yol izleyen PYD ve ENKS’nin nasıl bir politika izleyeceği merak konusu.  

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (MSO) mensuplarının 9 Ekim’de Rojava’ya yönelik başlattığı operasyonun ardından Rojava’daki Kürt partiler arasında diyalog girişimleri de arttı.

DSG Genenel Komtanı Abdi, 7 Kasım’da Rûdaw’a verdiği bir demeçte, “Bugün Rojava’da tarihi ve hassas bir süreçten geçiyoruz. Kalıcı bir çözüme doğru gitme olanağı olduğu gibi devrim kazanımlarının ortadan kalkması gibi bir durumla da karşı karşıyayız. Bu hassas süreçte Suriye’deki bütün Kürt partilerine çağrımız birlik olmaları, DSG’nin yanında yer almalarıdır ki bu süreçten halkımızın çıkarlarını koruyarak zaferle çıkalım” demişti.

“ENKS ile DSG yetkilileri görüştü”

Bu kapmsamda geride kalan süreçte Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile Suriye Ulusal Kürt Konseyi (ENKS) yetkilileri uzun bir süreden sonra tekrar bir araya geldi.

Al Monitor’dan Amberin Zaman’a konuşan ENKS Dış İlişkiler Sorumlusu Kamran Haco, 25 Ekim'den bu yana, ENSK üst düzey yetkililerinin Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi (Kobani) ile ve iki kez de Redur Xelil liderliğindeki üst düzey DSG yetkilileriyle bir araya geldiğini söyledi.

Habere göre bu yıl Nisan ayında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, PYD ile ENSK arasında Paris'te görüşmeleri için sposorluk yaptı. Ancak Türkiye'nin “Barış Baharı” operasyonu ile birlikte görüşmeler de süresiz durduruldu.

“Diyaloğu Mazlum başlattı”

2015’ten bu yana PYD’nin Rojava’ya girmelerine izin vermediğini belirten ENKS bünyesindeki Kürt Birlik Partisi (Yekiti) yöneticilerinden Necef Hasan Reşid, son diyaloğun Mazlum Abdi tarafından başlatıldığını söyledi.

Görüşmelerin, “Amerikalıların baskısı” ile gerçekleştiğini savunan Raşid, buna rağmen, “Biz bunun olumlu bir adım olduğunu düşünüyoruz. Ve bizden talepte bulunmadılar” dedi.

Geçmişte Kürt taraklar arasında arabuluculuk için çaba sarfeden fakat isminin açıklanmasını istemeyen Rojavalı bir Kürt sivil toplum aktivisti de, “Türkiye’nin işgal saldırısı bu girişimleri tetikledi ki bu işgal özerklik projesinin önlenmesiydi” görüşünü savundu.

Sözkonusu aktivist, DSG’nin inisiyatif alarak, “PYD'yi ikna edebiliriz” dediğini aktardı.

ENKS Rojavalı 10 siyasi parti ve birçok sivil toplum kuruluşunu çatısı altında topluyor. Suriye muhalefeti içerisinde yar aldığı için ENKS’nin Şam ile ilişkileri kopuk. Ancak PYD özellikle son bir buçuk yıl içerisinde Şam ile müzakere ve anlaşmanın yollarını aradı.  

“Birlik YPG/PYD’nin uluslararası imajını güçlendirir”

Uluslararası Kriz Grubu'nun Suriye analisti Darin Khalifa’ya göre uluslararası siyasi bir meşruiyete sahip olan ENKS, birleşik bir Kürt cephesi kurulması halinde YPG ve PYD'nin uluslararası imajını ve desteğini güçlendirebilir.

Ancak Khalifa bu konuda, PYD'nin Şam karşısındaki pozisyonunun nasıl olacağını kestiremediğini çünkü ENKS’nin Suriye muhalefeti ile olan ilişkisinin PYD-Şam görüşmelerini daha da karmaşıklaştırabileceğini savundu.

Kamran Haco, PYD'nin ENKS’den, BM gözetiminde gerçekleştirilen müzakerelere katılan Türkiye destekli Suriye muhalefetinden çekilmelerini ve daha sonra Arap müttefikleri ile birlikte kuracakları yeni bir cepheye katılmalarını istediğini söyledi.

Ancak Haco, “Bunu Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Avrupa Birliği'nin dış güvencesi olmadan yapamayız” dedi.

PYD’nin Rojavalı diğer Kürt partilerle sorunlu ve çekişmeli bir geşmişi var. Dolayısıyla taraflar arasındaki güven için zamana ve pratik adımlara ihtiyaç var.

ENKS her durumda, konsey, PYD'nin güven artırıcı adımlar atması konusunda ısrar ediyor. Bunlardan biri de PYD'nin bütün siyasi mahkumları serbest bırakması. ENSK özellikle, 24 Mart 2017'de kimliği belirsiz kişilerce gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kürt politikacı Fuad İbrahim'in serbest bırakılmasını istiyor.

“Anlaşma ihtimali zayıf”

Fakat Al Monitor’a konuşan PYD Sözcüsü Salih Müslim, Özerk Yönetim’in elinde şu an herhangi bir siyasi tutuklu olmadığını savundu.

Washington’da yaşayan Kürt meselesi uzmanı Aliza Marcus da, PYD ile ENKS arasında anlaşma ihtimalinin “zayıf” olduğunu ileri sürdü.

Marcus, tarafların saha önce üç defa "bazı yetkilerin Konseye verilmesi” konusunda anlaştıklarını ancak tüm anlaşmaların başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatarak, PYD’nin kendi iktidarını paylaşmaya yanaşmadığını ENKS’nin de buna karşı Rojava yönetiminin meşruiyetini tanımak istemediğini söyledi.

“Abdi’nin hamlesi Rojava ve Kürdistan Bölgesini yakınlaştırmak”

Al Monitor’un raporuna göre Mazlum Abdi’nin hamlesi sadece rakipleriyle buzları eritmeyi amaçlamıyor. Aynı zamanda Kürdistan Bölgesi liderliği ve hepsinden önemlisi de ENSK ile güçlü ilişkileri olan Barzani ailesiyle de bağları güçlendirmeyi hesaplıyor.

Abdi’nin bu kapsamda geçtiğimiz aylarda Başkan Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani’yi ziyaret ederek yeni görevlerinden ötürü tebrik ettiği belirtiliyor.

PYD geçmişte ENKS’yi “Türkiye’nin elindeki sopa” olmakla suçladı. ENKS ise PYD’nin “ulusallık fikrini bir tarafa atan PKK’nin sopası” olduğunu savundu.  

Ancak ENKS’nin Kürdistan Bölgesi yetkililerinden Bave Halepçe, Türkiye’den talimat aldıkları iddialaraını reddederek Türkiye’nin Efrin operasyonunu “işgal” ve Barış Pınarı operasyonunu ise “Kanlı Pınar” olarak adlandırdıklarını belirtti.  

Aynı şekilde Trump yönetimi de geçmişte PYD ve ENKS’yi yakınlaştırmayı denedi. Al Monitor’a konuşan ABD’li bir yetkili, iki tarafı uzlaştırmak için çaba gösterdiklerini ancak PYD’nin “Konsey Türkiye’nin eli altında” dediğini söyledi.

Ayrıca IŞİD savaşı döneminde de Roj Peşmergeleri’nin Rojava’ya geçişine izin vermediğini belirten sözkonusu yetkili, YPG’nin bu konuyu “kırmızı çizgi” olarak belirlediğini kaydetti.