Rusya ile görüşen Rojava yönetimi: Rusya’yı kapsamlı bir siyasi süreç başlatmaya davet ettik

Suriye Demokratik Konseyi (SDK) Eş Başkanı İlham Ahmed, geçtiğimiz ay Hmeymim Hava Üssü’nde Ruslarla bir araya gelen SDK heyetinin, Suriye dosyasındaki gelişmelerle ilgili görüşmeler yaptığını vurguladı. İlham Ahmed, “Rusları, Suriye hükümeti aracılığıyla Suriye krizine çözüm bulmak ve özerk yönetimi ve askeri güçlerini tanımak için kapsamlı bir siyasi süreç başlatmaya davet ettik. Askeri seçeneği ve rejimin tüm bölgeleri askerî yollardan geri alma tehdidini reddettik” dedi.

Rusya ile görüşen Rojava yönetimi: Rusya’yı kapsamlı bir siyasi süreç başlatmaya davet ettik

Suriye Demokratik Konseyi (SDK) Eş Başkanı İlham Ahmed, geçtiğimiz ay Hmeymim Hava Üssü’nde Ruslarla bir araya gelen SDK heyetinin, Suriye dosyasındaki gelişmelerle ilgili görüşmeler yaptığını vurguladı. İlham Ahmed, “Rusları, Suriye hükümeti aracılığıyla Suriye krizine çözüm bulmak ve özerk yönetimi ve askeri güçlerini tanımak için kapsamlı bir siyasi süreç başlatmaya davet ettik. Askeri seçeneği ve rejimin tüm bölgeleri askerî yollardan geri alma tehdidini reddettik” dedi.

SDK temsilcileri, Suriye hükümetinin talebi üzerine, hükümet yetkilileri ile resmi görüşmelerde bulundu. Yerel Yönetim Yasası'nın eklenmesi konusundaki müzakereler, rejimin ülkenin kuzeydoğusunu geri alma konusundaki kararlılığı nedeniyle hızla çöktü.

Bu tutumun siyasi çözüme ve barış sürecine hizmet etmediğini söyleyen Ahmed, “Bu durum savaşın önümüzdeki yıllarda da devam etmesine ve dolayısıyla kaybedenin yalnızca Suriye ve Suriyelilerin yerlerinden edilmelerine de neden oluyor” şeklinde konuştu.

Öte yandan İlham Ahmed, Türkiye'yi özerk bölgelere komşu olan kuzey sınırındaki askeri birliklerini harekete geçirmemesi ve Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı düşmanca söylemlerini artırmaması çağrısında bulundu.

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde Şarku’l Avsat’a konuşan Ahmed, “Eğer Türkiye bu tehditleri gerçekleştirirse, kaos Türkiye'nin istikrarını sona erdirecek şekilde yayılabilir” dedi.

Sınırın her iki tarafında da güvenliği sağlamak için Türkiye ile ilkeli ve sürdürülebilir bir barış süreci oluşturmak amacıyla Türkiye ve ABD arasında yapılan uzlaşılara esneklik gösterdiklerine dikkati çeken Ahmed, ancak Türkiye’nin sınıra askeri yığınak yapmaktan vazgeçmek yerine tehditlerine yeniden başladığını söyledi. Ahmed, “Bu, Suriye'nin kuzeyini ve doğusunu işgal etmek gibi gizli düşmanca niyetlerin devam ettiğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

Kürt lider, uluslararası koalisyon ülkelerine ve ABD’ye DEAŞ’tan arındırılan bu bölgelerdeki istikrarı korumaları çağrısında bulunarak, ABD ve Türkiye arasındaki uzlaşıların, yerel yönetimle hiçbir ilgisi olmayan bir ‘güvenlik mekanizması’ olduğunu söyledi. Ahmed, “Anlaşmalar tamamen askeri. Bölgedeki sivil tarafla ya da rejimle ilgisi yok” ifadelerini kullandı.

“Barış sürecine ulaşmak için önce güven ortamı oluşturmamız gerekiyor”

Ankara ve Washington arasında yapılan uzlaşılara göre Rasulayn ve Tel Abyad kentleri arasındaki sınır boyunca 5 ila 14 kilometre derinlik ve 70-80 kilometre uzunluktaki bir bölgede askeri düzenlemeler konusunda anlaşmaya varıldı. Söz konusu uzlaşıların SDG ve SDK ile anlaşarak yapıldığını ve anlaşmaya ‘aktif olarak katıldıklarını’ belirten İlham Ahmed, “Tabii ki devriyeler halkın endişelerini artıracak, ancak üzerinde anlaşmaya varılan şartlar içinde olacak. Barış sürecine ulaşmak için önce güven ortamı oluşturmamız gerekiyor” diye konuştu.

Halep’in kuzeyiyle ilgili olarak ise Ahmed, “Afrin tecrübesi ortada. Türkiye’nin bölgeye girmesinden kaçan yüz binlerce insan, Şahba bölgesindeki evlerinden ve mülklerinden birkaç kilometre ötedeki çadırlarda yaşıyor” dedi. Yukarı Mezopotamya’da kontrolleri altındaki bölgelerde bu gibi tecrübelerin tekrarlanmasına karşı olduklarını vurgulayan SDK Eş Başkanı, söz konusu bölgede her gün onlarca ihlalin gerçekleştirildiğini ve insanların bölgeyi terk ettiklerini duyduklarını da dile getirdi.

Öte yandan Türkiye, ABD’yi Suriye’nin güney sınırında, 460 kilometre uzunluğunda, Kürt ve Arap köy ve şehirlerini de kapsayan ‘güvenli bir bölge’ kurmaya zorluyor. Bu mesafede 5 milyon Suriyelinin yaşadığını aktaran İlham Ahmed, “Sürdürülebilir barış ve istikrarın tadını çıkarsınlar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon ülkeleri ve Suriye savaşındaki aktörleri, güvenli bir sınır ve Türkiye'nin öz yönetim bölgelerine yönelik tehditlerine son vermesinin sağlanması çağrısında bulunduk” ifadelerini kullandı. Ahmed,  içeride DEAŞ’ın uyuyan hücrelerinin oluşturduğu tehlike ve bölgesel organlarla bağlantılı olan yerel güçler tarafından bölgenin istikrarını baltalamak için yürütülen terör saldırıları ile karşı karşıya olduklarını da sözlerine ekledi.

Türkiye'nin Halep'in kuzeyindeki stratejik konuma sahip Şahba ve Tel Rıfat bölgelerinden geçen eski Gaziantep-Halep uluslararası karayolunu açmak için Suriye'nin batısındaki İdlib’i takas edebileceğine işaret eden İlham Ahmed, “Yeni bir takas söz konusu, ama bu sefer tek taraflı olacak. Çünkü Türkiye'nin artık ikinci bir kartı yok. Tel Rıfat, terörist gruplardan ve Türkiye’nin bölgeye girmesinden sonra kaçan Afrinliler için güvenli bir sığınağa dönüştü. Suriye krizini çözmek için takas yaklaşımının kullanılmasının, trajediler ve insani felaketleri de beraberinde getirdiğini defalarca kez söyledik. İdlib’de olanlar, Astana görüşmelerinin garantörleri Türkiye, Rusya ve İran arasındaki anlayışların feci sonuçlarıdır” dedi.