Türkiye'nin, ABD-İran gerilimindeki pozisyonu ne olacak?

Türkiye'nin, ABD-İran gerilimindeki pozisyonu ne olacak?

ABD’nin İran’ın en önemli komutanların Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’yi öldürmesi Washington-Tahran hattında yeni bir krizin doğmasına patlak verdi. İran’dan Süleymani’nin öldürülmesine ilişkin “intikam” açıklamaları gelirken, ABD’den de “52 hedefi vururuz” yanıtı geliyor. “Dünya yeni bir savaşın eşiğinde mi?” tartışmaları yaşanırken, "Türkiye’nin bu gerilimdeki pozisyonu ne olmalı?” sorularına da yanıt aranıyor.

Duvar yazarı ve emekli diplomat Aydın Selcen, “Ankara'nın yapması gereken, Tahran'a ‘sizinle yüzlerce yıllık hukukumuz var, aynı zamanda NATO üyesiyiz, Washington ile gerilimi düşürebilmek için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız, izin ve zaman verin bu imkânları zorlayalım’ demek” ifadelerini kullandı.

Farsça’ya, İran kültürüne hâkim eski ya da halen görevde üst düzey bir yetkilinin özel bir temsilci gibi atanabileceğini belirten Selcen, Cumhurbaşkanı’na yakın Kalın gibi bir isim, eski MİT Müsteşarı Emre Taner gibi bir akil insan özel temsilci de atanabilir” dedi.

Twitter’da değerlendirmelerde bulunan Selcen, “Süleymani'nin cenaze törenine kim katılacak, izlenmeli” diye konuştu. 

Evrensel yazarı Hediye Levent de Aydın Selcen’in sözlerine katılarak “Diplomasi de bunu gerektirir” dedi.

Tahran’ın Katar Dışişleri Bakanı dahil çok sayıda kişinin arabuluculuk girişimini reddettiğini anımsatan Levent, “Ancak bu ülkelerin hiçbiri Türkiye'nin elindeki pozisyona sahip değil” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin dış politikada “çok sıkıştığına” dikkat çeken Levent, şöyle devam etti:

“Süleymani suikastı bölgedeki krizler açısından yeni bir dönem olacak. Türkiye'nin arabulucu pozisyonu alması hem dış politikada manevra alanı açmasını hem de suikast sonrası dönemden en az hasarla çıkmasını sağlayabilir. Türkiye'nin itibarı bölgedeki krizlerde tek tarafa, keskin çıkışlarla destek vermesi ve din/mezhep vurgulu söylemler nedeniyle yıprandı. Buna rağmen hâlâ guclu bir ülke. Dış politikayı rayına sokabilecek kadrolar var. Görevden el çektirildiler veya pasif görevlere verildiler.”