Koalisyon eski sözcüsü: DSG ile ortaklık geçicidir, Türkiye ile aynı değil

IŞİD'e Karşı Uluslararası Koalisyon'un eski sözcüsü emekli Albay Myles Caggins Rûdaw TV’de yayınlanan özel bir söyleşi için konuk oldu.

Koalisyon eski sözcüsü: DSG ile ortaklık geçicidir, Türkiye ile aynı değil

Dara ile Albay Caggins, başkent Erbil’i gezdi, IŞİD’e karşı savaşta şehit olan Peşmerge Lokman’ın evini ve Rojavalı mültecilerin bulunduğu Kevirgosk Mülteci Kampı’nı ziyaret etti.

Gezi boyunca Albay Myles Caggins, gerek özel hayatı ve gerekse de Koalisyon Sözcüsü olarak devam ettiği süreç ve sonrası hakkında kendisine sorulan soruları yanıtladı.

Albay Myles Caggins, 2018-2020 tarihleri arasında Uluslararası Koalisyon Sözcüsü olduğu dönemde Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde Irak ordusu ve Peşmerge ile, yine Suriye ve Rojava’da Demokratik Suriye Güçleri ile yakından çalıştı.

Liyakat Lejyonu, iki Bronz Yıldız Madalyası, Muharebe Eylem Rozeti ve ABD Başkanlığı Hizmet Rozeti dahil olmak üzere çok sayıda askeri ödül ve nişan kazanan Albay Caggins, bu süre zarfında Kürt halkını da yakından tanıdı.

İşte Dilbixwin Dara’nın soruları ve Albay Caggins’in yanıtları:

Albay Myles, Kürdistan’da yaşamak ister misiniz, Erbil’de, Süleymaniye veya Duhok’ta?

Albay Myles Caggins: Erbil iyi bir yer olabilir, çünkü havaalanına erişimi var, aynı zamanda medyanın, ticaretin ve hükümetin merkezi. Ama ziyaret ettiğim diğer tüm yerler benim için güzeldi; Duhok, Zaho ve dün Süleymaniye'deydim.

Neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Koalisyon sözcüsü olarak ilk Kürdistan’a geldiğinizde korku hissettiniz mi? Çünkü o zaman buralar tehlikeliydi, yine bilmediğin tanımadığın insanların yanına gidiyordun...

Albay Myles Caggins: İyi ki Bağdat'ta Koalisyon’da görevli Tanya Aziz adında bir arkadaşım vardı. Bana başarılı bir sözcü olmak istiyorsam Kürtleri görmem gerektiğini söyledi. Tanya bir Kürt, Süleymaniyeli, Halepçeli. Benden önce sözcülük yapan albaylar Bağdat'taki büyükelçilikte kalıyordu, büyükelçilik de büyük duvarlarla çevrili bir yer ve içinde sadece Amerikalılar yaşıyor. Ama Elçiliğin dışında yaşamak ve insanları görmek istiyordum. Rûdaw TV gibi Kürt medyası aracılığıyla Kürt halkıyla konuşmak benim için önemliydi.

Kürtler sizi seviyor, çünkü siz her zaman tavırlarınızla, açıklamalarınızla onları desteklediniz.

Albay Myles Caggins: Kürt savaşçılar, Peşmerge, YPG, YPJ ve Demokratik Suriye Güçleri, IŞİD’e karşı savaşın en büyük kahramanlarıydı. O Kürt savaşçılar senin şehrin Kobanê'yi kurtardı.

Mazlum Kobani için ne diyorsunuz?

Albay Myles Caggins: Mazlum Kobani? Evet! Kendisi ile iletişim kurabilirim fakat doğrudan kendisi ile konuşmuyorum. Ama General Mazlum’un etrafındakilerle konuşabiliyorum.

Albay Myles, vedalaştığınız zaman ağladınız, gözlerinizden yaş ağladı, biz de Rûdaw TV’de o anları yayınladık. Herkes merak ediyor. Albay Caggins Rojava’dan ayrıldığında neden ağladı diye?

Albay Myles Caggins: Evet. Size bir anımı anlatayım... Duhok'ta bir restorandaydım, orada Rojavalı bir adam çalışıyordu. Yanıma geldi ve "Lütfen, sizinle bir fotoğraf çekebilir miyim?" dedi. "Tamam" dedim. Beni nereden tanıyorsun?" diye sordum. "Ben Rojavalıyım, senin ağlayıp Mustafa Bali'ye sarıldığın basın toplantısını televizyondan izledim” dedi. O basın toplantısı benim için çok duygusal bir andı. Kürt halkının, Arapların, Süryanilerin ve IŞİD’den zarar görenlerin nasıl çok sayıda insanını kaybettiğini, ekonomilerinin iyi olmadığını, yerlerinin güvenli olmadığını, 10 bin savaşçılarını bu uğurda feda ettiklerini düşünüyorum. Yani IŞİD’e karşı savaşta 10 bin kişi şehit oldu, 25 bin kişi de yaralandı.

Ama tüm bunlara rağmen Demokratik Suriye Güçleri bana kardeşliğimizin simgesi olan çok değerli bir ödül verdi. Bana gösterdikleri bu saygıdan dolayı ağladım. Ayrıca ben bir Amerikan vatandaşıyım ve siyahım, nasıl bir his olduğunu biliyorum, çünkü atalarım kendi dillerini dahi konuşmalarına izin vermeyen bir hükümet döneminde yaşadılar, onlara zulüm ve baskı uygulandı. Kendileri için belirlenmiş bölgelerde parasız yaşamaya zorlandılar, imkanları yoktu, onlar için iyi bir iş imkanı yoktu, yani yıllar önce atalarımın durumu buydu. Kürtler de aynı tecrübe ile karşı karşıya, Türkiye’de kendi dilleri ile konuşamıyorlar, seçimler adil değil, HDP'nin ofisleri kapatılıyor, Kürt oldukları için genç kız ve erkekler tutuklanıyor.

Kürtleri tanıdığınız için mutlu musunuz?

Albay Myles Caggins: Evet elbette. Irak'a üç kez geldim. İlki 2003-2004 yılları arasındaydı. O zamanlar Diyala vilayetinde Kürtlerin yakınındaydım. Aslında oraya ilk geldiğimizde Mikdadiye'de Peşmerge'yi gördüm. O yıl Bakuba, Celevla, Karatepe, Xaneqin, Mendeli ve Beledrus'daydık. O şehirlerde Kürtler vardı, Kürtler güneyliydi. Orada bazı Kakai Kürtleri de yaşıyor. Ama o zamanlar Kürtleri tanımıyordum.

Bu söyleşide Albay Myles hakkında yeni şeyler öğreneceğiz. Mesele Almanya’da doğduğunu öğrendik.

Albay Myles Caggins: Evet, ben Almanya Heidelberg’de doğdum. Babam Amerikan odusunda görevliydi. Küçük bir çocukken Heidelberg’de ve yine Wiesbaden’da yaşadım. Sonra Amerika’ya, Virginia’ya döndük.

Şunu sormak istiyorum, Kürtler bazen ABD’ye güvenmiyor. Özellikle de Rojavalı Kürtler Amerikalıların kendilerini terk edeceğini düşünüyor. Kürtler ne ölçüde ABD’ye güvenebilir?

Albay Myles Caggins: Dilbixwin çok önemli bir soru sordunuz. Cevap iki yönlüdür. İki taraftan bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri ABD Ordusu. Amerikan askerleri, 2014'ten beri Demokratik Suriye Güçleri ile birlikte görev yapan benim gibi askerler. Bu askerler DSG’yi, YPG'yi ve komutanlarını çok seviyor. Politikacılar Amerikan birliklerini bir yerden başka bir yere nakletmeye karar verdiklerinde askerler çok üzülüyor. Ekim 2019'da Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la konuşup Suriye'den ayrılacağımızı açıklayanm Tweeti attığında ben buradaydım. Orduda bu bizim için bir sürprizdi. Böyle bir kararın alınacağını bilmiyorduk. Ama o kuvvetlerimizin genel komutanıydı, bu yüzden onun emirlerine uymak zorundaydık ve Minbic, Tabka, Rakka ve Kobani yakınlarından çekilip doğuya gitmeyi planladık. Ama bildiğiniz gibi Türkiye'nin “güvenli bölge” dediği bu bölge artık teröristleri sevk etme yeri haline geldi. Bu teröristler IŞİD gibiler ve onlar Türkiye'nin desteklediği milisler. Dün geceki ve bugün de muhtemelen devam eden saldırılar nedeniyle Washington ile Ankara arasında hangi görüşmeler yapıldığını bilmiyorum. Bazı Amerikalı siyasetçiler endişelerini ve öfkelerini dile getirdiler, bunlardan biri olan senatör Chris Vanhover, "Kürtleri destekliyoruz, Kürtler bizim dostumuz. Türkiye'yi durdurmalıyız.” Ama Türkiye'nin Amerika ve NATO ile ilişkileri çok güçlüdür. DSG ile ortaklık geçicidir ve Türkiye ile olan ortaklıkla aynı özelliklere sahip değil.

Siz albaydınız, koalisyon güçlerinin sözcülüğünü yaptınız. Bir çok şeyi biliyorsunuz. Kürtler de şunu merak ediyor. Türkler Rojava’ya bir saldırı düzenlemeden önce sizi bilgilendiriyor muydu? Bilginiz olsun diye böyle bir harekat yapacağız diyorlar mıydı?

Albay Myles Caggins: Türkiye, Amerika ve Uluslararası Koalisyon arasında sürekli bir iletişim vardı. Bazen Türkiye bize nereye saldırı düzenleyeceklerini söylerdi, çünkü saldırılarının Amerikan güçlerine veya koalisyon güçlerine zarar vermesini istemiyorlardı.

Türkiye size bunu bildirdiğinde yanıtınız ne oluyordu?

Albay Myles Caggins: Ne yazık ki Türkiye, Demokratik Suriye Güçleri’nin tamamını PKK olarak görüyor. YPG, YPJ ve DSG’nin tüm savaşlarda IŞİD'e karşı savaştığını biliyoruz ve tarih de bize bunu söylüyor. Dolayısıyla silahları tüfek olan bu Rojava savaşçılarının İstanbul'a ve Ankara'ya zarar veremeyeceklerini anlamak kolay. Ayrıca, şiddeti ve çatışmaları izleyen bir kuruluş tarafından yayınlanan bazı istatistikler de bize bunu gösteriyor.

Siz Rojava’da uzun süre kaldınız, görev yaptığınız süre boyunca orada PKK’li yönetici olduğunu gördünüz mü?

Albay Myles Caggins: Hayır, hiçbirini görmedim. Bazıları orada olabilir ama ABD için önemli olan DSG’nin IŞİD'le savaşı. Bir ideoloji var ama Kamışlo, Rakka, Tabka ve Deyrezor halkını korumak için yapılan bu askeri görevde hiçbir önemi yok, ideolojiden başka bir şey değil. O ideolojinin bir kısmı da iyi, mesela kadın özgürlüğü... Jin, jiyan, azadi (Kadın, hayat, özgürlük.) Kadın savaşçılar da IŞİD'e karşı DSG’ye yardım etti. İnanıyorum ki kadınlar bu savaşa katılmasaydı muhtemelen şu anki rahatlığa sahip olmayacaktık, çünkü IŞİD daha güçlü olacaktı. Kobani şehrini kadınlar kurtardı.

İstanbul'daki son patlamaya gelirsek. Türkiye bütün bu resim ve videoları gösterdi ama bu resim ve videolar incelendi ve bu nasıl doğru olabilir denildi. Yüzü kapalı olan bu kadının bombalamayı koymakla suçlanan siyahi kadınla aynı kişi olması nasıl mümkün olabilir? Belli ki Türkiye bunu tüm Rojava halkını bombalamak için bir bahane olarak kullanmak istiyor.

Şunu sormak istiyorum, Mazlum Kobani ve diğer üst düzey DSG’li yöneticilerin güvenliğini siz mi sağlıyorsunuz?

Albay Myles Caggins: Evet. Evet. Yaklaşık iki ay önce Türkiye bir saldırı gerçekleştirdi ki bu beni her şeyden çok daha fazla üzdü. Terörle Mücadele Birimleri (HAT) Başkanı öldürüldü... Adı Jiyan Tolhildan'dı. Çok cesur bir savaşçıydı ama Türkiye onu öldürdü. Türkiye onu öldürmesi kimin işine yaradı sizce? Söyleyeyim, onun gibi yiğit bir komutan savaş alanından çekilince bu IŞİD’in yararına oluyor, IŞİD buna seviniyor ve bu kahraman komutanı öldürdüğü için Türkiye'ye teşekkür ediyor. Amerika hareketli olan herkesi koruyamaz. DSG’liler hareket halinde gelip gidiyor, toplantıları var, ziyaret etmeleri gereken yerleri, evleri var.

Amerika Kürtleri uzun süre destekleyecek mi?

Albay Myles Caggins: Washington'dan duyduklarımıza bakarsak, Amerika Suriye'de gerektiği kadar kalacak. Yani garantisi yok. Oradaki ilişki, ABD ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişki ile aynı değil. Dışişleri Bakanlığı'nda arkadaşlarım var, Beyaz Saray'da tanıdıklarım var, araştırma merkezlerinde çalışıyorum. Kimsenin Suriye'den ne zaman çıkacağımızı söylediğini veya zaman verdiğini duymadım. Washington'dan duyduğum konuşmaların çoğu, DSG ile işbirliğinin şu anda Haseke ve Deyrezor'da olduğu gibi devam etmesi gerektiğini söylüyor.

Rojava Kürtleri, Amerika'nın 24 saat içinde aniden Rojava’dan ayrılacağından ve kendilerini desteksiz bırakacağından korkuyor... Bu mümkün mü?

Albay Myles Caggins: Her zaman en kötü senaryonun gerçekleşmesi muhtemeldir, çünkü bunu ABD kuvvetleri Tabka, Rakka, Minbic ve Kobani'den ayrıldığında gördük. Bir gecede oldu ama şu anda geri çekilme planları olduğunu sanmıyorum.

Rojava’dayken hayatınız hiç tehlikeye girdi mi?

Albay Myles Caggins: Hayır, Rojava’dayken hayati bir tehlike yaşamadım.

Rojava Kürdistanı'nı bir kez daha ziyaret etmek istiyor musunuz?

Albay Myles Caggins: Rojava’ya geri dönmeyi çok isterim. Sosyal medya üzerinden Efrin'den Derik'e kadar Rojava'nın her yerinden arkadaşlarım var. İki yıl önce Rojava'ya davet edildim, iki yıl önce 11 Kasım 2019'da Mustafa Bali ve Kino Gabriel ile Til Temir yakınlarında bir basın toplantısı düzenledik. İlk kez bir koalisyon sözcüsü Rojava'ya giderek Demokratik Suriye Güçleri'nin yanında yer aldı.

Kürtlerin hangi özelliklerini sevdiniz?

Albay Myles Caggins: Kürtler dünyadaki en iyi konukseverliğe sahip. Daha önce Mustafa Bali'yi görmek için Rojava'ya gittiğimde, yanıma koalisyondan bazı yetkililer, yani bazı çalışanları aldım. Rumeylan'daydık. Mustafa Bali, Amerikan kuvvetlerine saygılarını göstermek için bir akşam yemeği düzenledi. Çok paraları olmadığını biliyorum, ideolojileri kapitalizm değil, buradaki Empire City gibi büyük değil ama mesele kadın ve erkek arasındaki işbirliği var ki bu çok basit bir görüş. Bu insanların fazla paraları yoktu ama buna rağmen ellerinde ne varsa misafirlerine vermeye hazırdılar.

Askeri üniformayı özlüyor musun?

Albay Myles Caggins: Askeri üniformamı bir hafta önce çıkardım. Şimdi tamamen sivilim. ABD ordusundan emekliyim. En çok özleyeceğim şey Amerikan askerleri olarak yabancı askerlerler, yani Peşmerge, Heşdi Şabi, Irak ordusu ve federal polis gibi ortaklarımızla çalışmak olacak. Ailemin askerlik geçmişi var. Babam Vietnam Savaşı'nda görev yaptı. Amerika'da albaydı.

Erbil pazarına gidelim mi?

Albay Myles Caggins: Erbil pazarını gerçekten çok seviyorum.

Burası Mam Halil'in çay evi. Erbil’in merkezindeki büyük Kayseri Pasajı’nın içinde bulunuyor. Myles yolda bana buraya gelmek istediğini söyledi. Mam Halil vefat etmiş. Bu kahvehanenin duvarları müze gibi eski resimlerle süslenmiş. Albay Myles, neden Mam Halil’in çay evine gelmemizi istediniz?

Albay Myles Caggins: Erbil’i çok seviyorum çünkü burada her şey eski ve yeninin karışımı. Burada size eski usullerle hazırlanan, çay yapraklarından yapılan çayı veriyorlar. Limonlu çayı severim.

Kahvehanbenin sahibi şimndi Muhammed. Kendisi Mam Halil’in oğlu. Buraya ilk defa geliyorum, burası bir arşiv ve müze gibi. 70 yıllık bir çay evi burası.

Albay Myles Caggins: Bu çayevi siyaset hakkında konuşmak için iyi bir yer. Çayhanedeki insanlar sürekli televizyon izliyorlar ve neler olup bittiğini çok iyi biliyorlar.

Yolda gelirken bir çok kişi Albay Myles’i tanıdı, kendisi çok popüler. Fakat onu daha çok askeri elbise ile görmüşler. Ama yine de siz Kürdistan’da tanınan birisiniz. İnsanlar sizi çok seviyor.

Albay Myles Caggins: Evet, insanlarla tanışmak ve onları tanımak benim için harika bir şey. Bütün Kürdistan'da durum böyle. Rojava’da da, Bakur’da da, Rojhılat’ta da beni tanıyorlar.

Albay Myles Caggins ailesi, annesi ve kız kardeşi için buradan hediye götürmek istiyor. Bu anneniz için mi?

Albay Myles Caggins: Evet, ailemi Kürdistan'a getiremediğim için Kürdistan'ı aileme götürüeceğim.

2016 yılında Hazır Cephesinde IŞİD'e karşı savaşta şehit olan Lokman adlı Peşmergenin evine gidiyoruz şimdi. Ailesi sizi görmek istedi, siz de bir şehidin ailesini görmek istediniz.

Albay Myles Caggins: Bu benim için bir onurdur. General Lokman için size başsağlığı diliyorum. Elbette uluslararası koalisyon hala Kürdistan’da. Musul'da savaşan bazı Amerikan güçlerini tanıyorum. Bazıları 82. ve 101. Hava Kuvvetleri Birimlerindendi.

Albay Caggins, Şehit Lokman’ın oğlu Diyar’a: Onun seninle gurur duyduğunu biliyorum. Asker olarak, Peşmerge olarak askeri üniforma giydk ve ailelerimizi korumak için ölümle yüzleşmeye hazırdık. Ailenle Amerika ve Peşmerge arasındaki ortak nokta hakkında konuşuyordum. Bu işbirliğinin şartı, Peşmerge güçleri ile Irak güvenlik güçlerinin ortak operasyonlarda birlikte çalışmasıdır.

Bir keresinde 1980'lerden bazı eski videolar izlemiştim, bunlardan biri Sadam Hüseyin’in Kürtleri katlettiğini gösteren bir videoydu.

Erbil’deki Kevirgosk mülteci kampına gidiyoruz. Burada yaklaşık 8 bin Rojavalı göçmen yaşıyor. Daha önce hiç mülteci kampına gittiniz mi?

Albay Myles Caggins: İlk kez bir kampa geliyorum. Bu kamp, Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana yaşanan büyük trajediyi hatırlatıyor. Bu kampın insanları istikrarsızlık, çatışma ve terör nedeniyle yerlerinden edildi. Burası savaşın trajedilerini çok basit ve net bir şekilde hatırlatıyor. Ülkelere veya askeri gruplara liderlik eden erkekler, savaşın bu çocukları ve aileleri etkilediğini bilmelidir.

Rojavalı Kürtler Amerika’dan ne istiyor?

Kevirgosklu mülteci: Biz Amerikalılardan bizi desteklemesini istiyoruz.

Amerika Kürtler için ne yapabilir?

Albay Myles Caggins: Sizi gördüğüme sevindim. Haberleri yakından takip ediyorsunuz. Hatırlarsınız, Biden başkan olmadan önce “ben Kürtlere yardım etmek istiyorum” demişti. Bence önemli olan Kürt liderler ve Kürt halkının da bu isteğini sürdürmesi ve lütfen bize yardım edin demesi.

Kürdistan Bölgesi halkı hakkında daha fazla bilgi almak için buradayım. Artık askerliğimi bitirdiğime göre gelip kampları ziyaret edip bir süre yanınızda kalıp fikirlerinizi dinleyebilirim. Çünkü ben Kürt dostuyum ve bu çocuklar için endişeleniyorum.

Kevigosklu mülteci: Kürtler eskiden bizim dağlardan başka dostumuz yok diyrolardı. Şimdi diyoruz ki, Amerikalılar bizim dostumuz, neden? Çünkü büyük bir orduları var, siyasi ve ekonomik olarak güçlüler ve bize yardım edebilirler.

Albay Myles, göçmenlerin hangi koşullarda yaşadıklarını ve Amerika'dan taleplerinin neler olduğunu öğrenmek için sizi bu kampa getirdim.

Albay Myles Caggins: Dünya bu kampları unutamaz. Bu adamlar ve çocuklar isteyerek burada değiller ama buraya gelmek zorundaydılar. Kamp sakinlerinin sahip olduğu direnci ve gücü onlara yalnızca Tanrı'nın verdiğine inanıyorum. Böyle bir durumda hayal kırıklığına uğrayabilecek birçok insan var. Travma bazı insanlara çok fazla gelebilir. Ama bazı insanlar burada kendilerine normal bir hayat kurmak için çabalıyor. Konuştuğumuz herkes, Rojava şu an güvenli olmadığı için dönmek istemediklerini ve Türk devletinin saldırılarından korktuklarını söylüyor. Bu nedenle dünya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler ve Dünya Gıda Programı kamplardaki insanlara yardım etmeye kararlı olmalıdır. Barzani Yardım Vakfı her şeyi tek başına yapamaz. Barzani Yardım Vakfı milyonlarca dolar bağışta bulundu ama bu Rojavalı mülteciler için yapılması gereken uzun soluklu bir görev. Uluslararası toplum ve Avrupa Birliği, Ukraynalı mültecilere kucak açtığı gibi bu mültecilere de açmalı. Ukrayna ile Rojava arasındaki fark nedir? Hepsi de güvenlik, barınma, gıda yardımı ve eğitim bekleyen mülteciler veya yerinden edilmiş kişilerdir.

Albay Myles, bu röportaj için çok mutlu oldum, çok teşekkür ediyorum.

Albay Myles Caggins: Bu deneyim için ben de minnettarım. Washington ve New York'taki arkadaşlarıma bu kamplardaki durumu ve bu çocukların umuda ihtiyacını, bunun için uluslararası toplumun bu kamplara neden yardım etmeye devam etmesi gerektiğini anlatacağım. Bu çocuklar, savaş alanından uzakta olmalı ve yetişkinlerin kararları nedeniyle çile çekmemeli.

(Kürtçe) Spas, ez ji we hemû Kurdan hez dikim: (Teşekkürler. Bütün Kürtleri seviyorum.)