PYD'den Barzani'ye Erdoğan uyarısı

Kürt ulusal birliğini “Hayati bir ihtiyaç” olarak tanımlayan PYD Eşbaşkanı Şahoz Hesen, ulusal birliği engellemek isteyen Türk devletinin ise Kürtleri birbirine düşürmek istediğini belirtti. Hesen, Türkiye’yi ziyaret eden Mesrur Barzani’nin Erdoğan’ın tuzaklarına karşı duyarlı olması gerektiğini belirten Hesen, Kürdistan’da yaşanan son gelişmeler, Türkiye destekli SMO cihatçılarının saldırıları ve Suriye Anayasa Komitesi’nin çalışmalarına ilişkin görüşlerini paylaştı

Anha'da yer alan söyleşide Hesen'in açıklamalarından öne çıkanlar:

Kürt halkının, çözümü yakalayabileceği bir süreçten geçtiğini, halkın geleceğinin söz konusu olduğunu dile getiren Hesen, Kürt ulusal birliğinin sağlanması için tüm parti ve güçlerin, halkın Kuzey, Güney, Batı ve Doğu Kürdistan’ın birliğini talep eden çağrılarına kulak vermeleri gerektiğini vurguladı.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ve yurtdışındaki aydın ve sanatçıların ulusal birlik çağrılarının çok önemli olduğuna dikkat çeken Hesen, Ulusal birliğin, Kürt halkı için hayati bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, siyasi görüş farklılıklarının ve kimi anlaşmazlıkların, ulusal birlik önünde engel olmaması gerektiğini, herkesin, halk menfaatlerini şahsi, parti ya da ailesel çıkarlarının üstünde tutması gerektiğini dile getirdi.

Erdoğan'ın, ülkesine davet ettiği kişiler ile halkın sesini bastırmayı, halk katliamlarına meşru bir siyasi kılıf uydurmaya çalıştığını ileri süren Hesen, bu temelde Güney Kürdistan hükümeti ve Mesrur Barzani'nin, bu politikalara karşı duyarlı olması ve Erdoğan’ın tuzağına düşmemesi uyarısında bulundu.

Anayasa Komitesi çalışmalarının tıkanması konusu

Kuzey ve Doğu Suriye halklarının komiteye dahil edilmemesi ve komitenin çalışmalarının tıkanması birbiri ile bağlantılı olduğunu dile getiren Hesen,  Suriye krizinin çözümü, tüm halkların iradesi ile sağlanması gerektiği bilinmesine rağmen bunun pratikte uygulanmadığını vurgulayarak şunları dile getirdi:

Anayasa komitesinin çalışmalarından önce İran, Rusya ve Türkiye, Cenevre’de komitenin çalışmalarına destek açıklamasında bulundu. Bu üç devletin Suriye krizinin baş aktörlerinden olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu üç devletin yaptığı açıklamalar ise Suriye krizinin kendi menfaatleri doğrultusunda çözülmesini istediklerini kanıtlıyor. Açıklamaları, Suriye krizinin çözümü önündeki engellerin kendileri tarafından çıkarıldığının kanıtıdır.

Kuzey ve Doğu Suriye halkları ile demokratik güçlerin komiteye dahil edilmemesi, zaten çözümsüzlük anlamına geliyordu. Komiteye, ırkçı, egemen zihniyet sahibi Suriye rejimine bağlı gruplar ile Suriye’deki tüm çete gruplarının çatı örgütü olan ve Türkiye’nin sonsuz destek sunduğu İhvancılar alındı. Suriye krizi, bu tarz komiteler ile çözülemez.

DAİŞ’e karşı tarihi bir mücadele sarf eden Kuzey ve Doğu Suriye halklarının Astana’dan Cenevre’ye kadar çözüm görüşmelerinden uzak tutulması büyük bir hataydı. Suriye krizi gerçekten çözülmek isteniyorsa, tüm halk ve inançların sesinin, iradelerinin yansıdığı, dış müdahalelerden uzak bir çözüm yolu esas alınmalıdır.

Söyleşinin tümüne buradan ulaşabilirsiniz